Cenab-ı Hak bizleri siz müşfik Üstadımızdan, Risâle-i Nur’dan ölünceye kadar ayırmasın. Siz ve Risâle-i Nur; dünyada mürşidimiz, âhirette şefaatçimizdir. Canımız, Nur-u Kur’ân ve iman olan Risâle-i Nur’a ve Kur’ân dellâlı olan siz Üstadımıza kurban olsun... Her şeyimiz Risâle-i Nur’a feda olsun...
Dualarınıza çok muhtaç talebeleriniz ve manevî evlatlarınız... İstanbul Hanımları. (Hanımlar Rehberi)
Risâle-i Nur’un neşrinde, bazı mübarek hanımlar ehemmiyetli fedakârlıklara mazhar olmuşlardır. Risâle-i Nur’u hanımlar, kızlar bizzat kendi elleriyle yazmışlar, göz nurlarını dökmüşler, mübarek kâtibeler olarak imana Kuran’a hizmet etmişlerdir.
Eşlerinin Risâle-i Nur’a olan hizmetini daha fazla arttırmak için fedakarlıklarda bulunan kahraman hanımlar da görülmüştür. Risâle-i Nur’u gece-gündüz yazan efendilerine geceleri lâmba tutarak, onların din ve iman hizmetlerine canla başla iştirak etmişlerdir. Hatta öyle Nur Talebesi hanımlar vardır ki, kendilerini son nefeste iman nuruyla hüsn-ü hâtimeye nail edecek Nur Risâlelerini hararetle okumuşlar ve diğer din kardeşleri olan hanımlara da okuyup tanıtmışlardır. Nurları hanımlar içinde neşrederek, pek çok hanımın, Kur’ân ve iman nurlarıyla nurlanmasına vesile olup kahramanca hizmette bulunmuşlardır. Risâle-i Nur’u okuyup okutmakla iman mertebelerinde terakki edip âdeta birer mürşit mertebesine yükselmişlerdir. Hanımlar, sırf Allah rızasını tahsil için, safvet ve ihlâsla, Risâle-i Nurdaki parlak ve çok feyizli Kur’ân nurlarına bağlanmış ve kalplerinde sönmez bir muhabbet ve sevgi besleyerek dünya ve âhirette bahtiyar olacak bir vaziyete kavuşmuşlardır.
Risâle-i Nur’un kıymet ve büyüklüğü, temiz kalplerine o kadar yerleşmiştir ki; onu beraberce okuyup dinledikçe, içleri nurlarla, feyizlerle dolup taşmış, nuranî gözyaşları dökerek cûş u hurûşa gelmişlerdir.
Ne bahtiyardır o hanımlar ki; Risâle-i Nur’un bu mukaddes imanî hizmetinde çalıştıkları için onlar daima hayırla yâd edilecek, âhiretlerine nurlar gönderilecek, kabirleri Cennet-misâl pür nur olacak ve âhirette de en yüksek mertebelere ulaşacaklardır. İnşallah. (Tarihçe-i Hayat)
Üstad Bedîüzzaman hazretleri hanımlar için hususi eser yazan tek büyük zattır. Bedîüzzaman hazretlerine göre hanımlar şefkat kahramanıdır ve bu vasıflarıyla Risâle-i Nur hizmetinde ileridirler.
“Nur’da şefkat esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir ve Nurlara ciddî yapışıyorlar. Ben “kardeşlerim” dediğim zaman, hanım hemşirelerimi kardeşler içinde kast ederim. Bütün mektuplarımda onlar dahi muhataplarımdır.” (Emirdağ Lahikası)
RİSALE-İ NUR ECZALARINDA NUR’UN FEDAKÂR HANIM KAHRAMANLARI
SAV KÖYÜ HANIMLARI
Bedîüzzaman hazretleri Sav köyü hanımlarının Risâle-i Nur’a olan kahramanâne hizmetlerini diğer hanımlara numûne göstermiştir.
Lillahilhamd bu havalide de, bu yakında erkeklerden ziyade bir iştiyak ve faaliyetle buradaki hanımlar tam çalışıyorlar; Sav’lı mübareklerin hemşireleri olduklarını gösteriyorlar. Bu iki tezahür bu zamanda bir fâl-i hayırdır ki; o şefkat madenlerinde Risâle-i Nur parlayacak, fütuhat yapacak. Hem Sav Köyü’nün bahadır çobanları, torbalarında Risâle-i Nur’u yazmak için taşımaları, aynı oradaki hanımların fedakârlıkları gibi bu havalide gâyet tesirli bir medar-ı teşvik olacak. O hanımların ve o çobanların hususî isimlerini bilmek arzu ediyoruz. Tâ hususî isimleri ile has talebeler içine girsinler. (Kastamonu Lahikası)
Mühim bir Medrese-i Nuriye olan Sav Köyü’nün başta Hacı Hâfız olarak Ahmed’leri, Mehmed’leri, hattâ muhterem hanımları (Tahir’in refika ve kerimeleri gibi) ve masum çocukları Risâle-i Nur’la meşgul olmalarını düşündükçe bu dünyada Cennet hayatının manevî bir nev’ini zevk ediyorum, görüyorum. (Kastamonu Lahikası)
KASTAMONU HANIMLARI
Zehra, Hacer, Lütfiye, Ulviye, Nemciye, Aliye, Saniye, Âsiye, Ulviye, Şerife ve Nimet Hanımlar
Kastamonu’nun Zehra’ları, Hacer’leri, Lütfiye’leri, Ulviye’leri, Necmiye’leri başka bir sahada (hanımlar âleminde) Nur hizmetinde Feyzi’ye arkadaşlık ediyorlar.(Emirdağ Lahikası)
Burada başta Âsiye olarak Ulviye, Lütfiye gibi çok çalışkan hanım şakirdler, Medrese-i Nuriye’deki hemşirelerine ve selâm gönderen Sabri’nin refikasına hem kardeşlerine arz-ı hürmet ve selâm ve dua ederler. (Kastamonu Lahikası)
Hem latif, hem güzel, zarif bir hâdiseyi söyleyeceğim: Bu memlekette Risâle-i Nur’a erkeklerden ziyade fedakârane yapışan ihtiyare hanımlar ve ihtiyare hükmünde masume genç hanımlar, eski zaman sırmalı ve yaldızlı gelinlik cihazatının içinde kıymetdar parçaları Risâle-i Nur’un eczalarının cildleri üstüne çekip, bütün Risâleler altun yaldız ile cildlemiş gibi bir tarza girdi. Risâle-i Nur’un manen güzelliğine ve Husrev ve Tahirî ve Ali’lerin ve Hasan Âtıf ve Âsım gibi kardeşlerimizin yaldızlı yazılarının cemaline, cildi üstünde de şirin bir güzellik daha ilâve ettiler. Hâfız Ali’nin mektubunda yazdığı Ümmühan ve Şahide değerinde, burada Risâle-i Nur’a bütün kuvvetiyle çalışan çok hemşirelerimiz var. Meselâ Âsiye, Sâniye, Ulviye, Lütfiye, Aliye gibi Risâle-i Nur’un şakirdleri, oradaki hemşirelerine ve kardeşlerine selâm ve dua ediyorlar. (Kastamonu Lahikası)
İSTANBUL HANIMLARI
İstanbul Hanımları, Risâle-i Nur ve Bedîüzzaman hazretlerine olan muhabbetlerini ulvi hislerle kaleme dökmüşler ve onların mektupları Risâle-i Nur eczalarından Hanımlar Rehberine geçmiştir.
Sevgili Rabbimizin kalplerimizde rahmetiyle dercettiği muhabbet hissini; (neden) bizi ebedî saadete götürecek olan iman derslerini Risâle-i Nur ve siz Üstadımız yolunda sarfetmeyelim? Başka yolda sarfetsek; bize dünya ve âhirette eyvahlar dedirtecek, hüsrana götürecek, belki ebediyen ağlatacak. Eğer çocuklarımıza da bu ehemmiyetli hakikati aşılamakla hakikî şefkatimizi sû’-i istimal etmeden gösterebilirsek, analık vazifemizi bihakkın îfa etmiş olacağız. Duanıza muhtaç Manevî evlatlarınız. Size Talebe olmağa çalışan Ahiret Hemşireleriniz… İstanbul Hanımları (Hanımlar Rehberi)
Çok şefkatli, çok merhametli Üstadımız, Efendimiz hazretleri!
Risâle-i Nur’un bizlere ve alem-i İslam’a bu büyük bayramını tekrar tebrik ederiz... Cenab-ı Hak bizleri siz müşfik Üstadımızdan, Risâle-i Nur’dan ölünceye kadar ayırmasın. Siz ve Risâle-i Nur; dünyada mürşidimiz, âhirette şefaatçimizdir. Canımız, Nur-u Kur’ân ve iman olan Risâle-i Nur’a ve Kur’ân dellâlı olan siz Üstadımıza kurban olsun... Her şeyimiz Risâle-i Nur’a feda olsun...
Dualarınıza çok muhtaç talebeleriniz ve manevî evlatlarınız... İstanbul Hanımları (Hanımlar Rehberi)
İZMİR, MANİSA VE ÇEVRESİNDEKİ HANIMLAR
Ey sevgili Üstadımız Efendimiz Hazretleri!
Biz sizin ve Risâle-i Nur’un kıymetinin bir zerresini bile medh ü sena etmeğe muktedir değiliz. Risâle-i Nur’un ve sizin medhiyenizi, kudretli talebeleriniz coşkun lisanlarıyla, hararetli aşklarıyla terennüm ediyorlar. Biz ise, onların ayaklarının izlerinde sürüklenerek tâ huzurunuza kadar çıkabilmek için, böyle bozuk lisanımızla bunları size yazdık. O şüheda-i hakikat Hâfız Ali ve Hasan Feyzi’nin (rh) hatırları için, bizim bu cür’etimizi hoş görmenizi hazretinizden niyaz ediyoruz. İzmir, Manisa ve havalisindeki Talebeleriniz ve manevî evlâdlarınız ve âhiret hemşireleriniz namına… (Hanımlar Rehberi)
DİĞER HANIM KAHRAMANLAR
Şamlı Hâfız Tevfik’in haremi, merhume Zehra
Risâle-i Nur’un te’lifi başında, başkâtib Şamlı Hâfız Tevfik’in haremi merhume Zehra, ben Barla’da iken, Şamlı Hâfız Risâle-i Nur’u yazmasına çalışmak için o merhume, Hâfız’ın bedeline belinde odun taşımakla odun getiriyordu ve Hâfız’ın işlerini görüyordu.. tâ nurları yazsın. Biz de o merhumeyi o iyiliğine mukabil, Risâle-i Nur’un vefat etmiş has talebeleri içinde o vakitten beri duamızda şerik ediyoruz, hem dua edeceğiz. (Kastamonu Lahikası)
Çok çalışkan ve fedakâr Tahir’in iki mübarek kızları
Mübarekler, Tahir ile beraber; Tahir’in bize o kıymetdar kalemiyle Cennet taamları gibi çok tatlı ve huri libası gibi çok güzel yazıları, burada herkesi lezzetle mütalaaya sevkediyor. Hâfız Ali’nin mektubunda, Tahir’in yazdığı ve göndereceği Sözler’i daha alamadık. Ve onun masume iki mübarek kızlarının yazdıkları nüshalar burada kadınlar, kızlar âleminde geziyor; görenleri Risâle-i Nur’a cezbediyor. Çok çalışkan ve fedakâr Tahir’in kesretli hediyeleri, bizleri çok borç altında bıraktı. (Kastamonu Lahikası)
Asiye Hanım
Yirmi seneden beri Risâle-i Nur’a hizmet eden kıymetdar talebeniz, Âsiye Hanım buradadır. Bizlere Risâle-i Nur’u tanıttı. Kadınlar arasında imana, Kur’âna, Risâle-i Nurlarla büyük hizmetler yaptı. Birçok yerlerde hanımlar, genç kızlar, Risâle-i Nur’u yazıp, okuduklarını işitiyoruz, çok sevinçler içinde Allah’a hamd ve şükürler ediyoruz... Nurlara çalışan bütün kardeşlerimize, hem vatanımızdaki âhiret kardeşlerimize dualar ederiz, onları ruh u canımızla tebrik ederiz. (Hanımlar Rehberi)
Üstad Hazretleri uzun zaman, icazet almanın alameti olan bir üstad tarafından cübbe giyinmek vaziyetine maniler bulunmasından sonra, yüz senelik mesafeden Hazret-i Mevlana Zülcenaheyn Halid Ziyaeddin kendi cübbesini pek garip bir tarzda Risâle-i Nur şakirdlerinden ve ahiret hemşirelerinden olan Asiye namında bir hanım eliyle o mübarek cübbeyi almış ve giymiştir. (Sikke-i Tasdik)
Âsiye’nin has arkadaşlarından Nurcu Şerife Hanım. (Emirdağ Lahikası)
Bedîüzzaman Hazretlerinin, “Kıymetli hemşiremiz Zehra” diye hitap ettiği Zehra hanım
İki defa Nur’un hizmeti için buraya kadar gelen kıymetli hemşiremiz Zehra’nın Medreset-üz Zehra’nın kâğıt masrafına iki yüz lira vermesi, hanımlar kısmında da Hüsrev’ler, Feyzi’ler, Ahmed’ler bulunduğunu gösteriyor. (Emirdağ Lahikası)
Bedîüzzaman Hazretlerinin Rahmet duası ettiği Hatice, Hicret, Âişe Hanımlar
Merhume Hatice ve merhume Hicret’in ve merhume Âişe’nin ruhlarına ve kabirlerine binler rahmet eylesin, âmîn. (Emirdağ Lahikası)
Bedîüzzaman Hazretlerinin numune gösterdiği Ümmühan ve Şahide hanımlar
(Şahide Hanım aslen Emirdağlı olup, Bolvadin’de çok kıymettar hizmetlerde bulunmuştur. Seksen dört yaşında istanbul’da vefat eden Şahide hanım, Bedîüzzaman üstadın iltifatına mazhar olmuş bahtiyar hanımlardandır)
Hâfız Ali’nin mektubunda yazdığı Ümmühan ve Şahide değerinde, burada Risâle-i Nur’a bütün kuvvetiyle çalışan çok hemşirelerimiz var. (Kastamonu Lahikası)
Cenab-ı Hakk hepsinden razı olsun, böyle kahraman hanımlarının sayısını ziyade kılsın, bizleri de o bahtiyarlardan bir bahtiyar yapsın…
Nur’da şefkat esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir ve Nurlara ciddî yapışıyorlar. Ben “kardeşlerim” dediğim zaman, hanım hemşirelerimi kardeşler içinde kast ederim. Bütün mektuplarımda onlar dahi muhataplarımdır. (Emirdağ Lahikası)
İki defa Nur’un hizmeti için buraya kadar gelen kıymetli hemşiremiz Zehra’nın Medreset-üz Zehra’nın kâğıt masrafına iki yüz lira vermesi, hanımlar kısmında da Hüsrev’ler, Feyzi’ler, Ahmed’ler bulunduğunu gösteriyor. (Emirdağ Lahikası)
Kaynak: irfanmektebi.com