Arama sonuçları: 165 sonuç bulundu.

Lemaatda geçen "vicdan cezbesi ile Allah'ı tanır" başlıklı paragrafı izah eder misiniz?
İnsanın vicdanındaki cezbeyi harekete geçiren, Allah'ın kainat üzerinde tesirini gösteren perdeli kemal ve cemaline örnekler verebilir misiniz?
"Evet Allah'ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle vicdani ve akli olan imani hükümler" Burada geçen vicdani ve akli olan imani hükümler nedir?
"Mü’minler mabeyninde husumet ve adavet bir seyyiedir. O seyyie içinde kalb, ve ruhu sıkıntılarla boğacak bir azab-ı vicdanîyi, âlîcenap ruhlara hissettirir." Namaz kılmayan veya fasık olan birisi de ettiği adaveti ruhunda hissedebilir mi?
Kader Risalesi'nin girişindeki, "Kader ve cüz-ü ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, hâlî ve vicdanî bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir."  cümlesindeki "hâlî ve vicdanî","ilmî ve nazarî" tabirlerinden ne anlamamız gerekir?
Bir olaydan dolayı ya da bir durum karşısında aklımıza gelenin vesvese mi vicdan azabı mı olduğunu nasıl ayırt edebiliriz, bunun ölçüsü nedir?
"Hayr-ı kesir için şerr-i kalil kabul edilir. Eğer şerr-i kalil olmamak için, hayr-ı kesiri intac eden bir şer, terk edilse, o vakit şerr-i kesir irtikâp edilmiş olur."  denilirken başka biryerde  "Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz." denilmesi insana su-i istimale kapı açmamak içinmidir? Çünkü insan gaybı bilemez, ama burada şu da akla geliyor. Sa...
Bediüzzaman hazretleri bir yerde "“Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder." demektedir. Ancak 11. recada "ulûm-u felsefiyeyi, ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurmuştum. O ulûm-u felsefiyeyi pek yanlış olarak ma‘den-i tekemmül ve medâr-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki o felsefî mes’eleler, ruhumu çok fazla kirletmiş ve te...
Üstadımız (ra) Bir izahında "Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, hâlî ve vicdanî bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir." derken, başka yerde "Kader, ilim nevindendir. İlim, mâlûma tâbidir. "buyuruyor.Kadere biryede ilmi değildir denilirken, diğer yerde ilim nevindendir denmesini izah edermisiniz?
"Küfür iki kısımdır. Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder. İkincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da birkaç şu‘bedir. Birincisi, bilir, lâkin kabul etmez. İkincisi, yakînî var, lâkin i‘tikādı yoktur.Üçüncüsü, tasdîki var, lâkin vicdânî iz‘ânı yoktur." Küfrün ikinci kısmını oluşturan ve bildiği halde inkar edenlerin sayıldığı bu üç grubu izah eder misiniz? :