Arama sonuçları: 51 sonuç bulundu.

Masiva olarak adlandırdığımız Allah'tan gayrısı olanlar için mahluk yani yaratılan kavramı kullanmak doğru olur mu? Diğer bir açıdan var olan yani mevcud olan her şey aynı zamanda mahluk mudur? Mesela irade noktasında kesbimizin veya tasarrufumuzun olduğunu söylüyoruz fakat vücud-u haricisinin olmadığına itikad ediyoruz. Yahut vücud-u ilmi gibi farklı vucüd nevleri oması gibi?
“Ve vücud-u haricî gibi, o vücud-u ilmî dahi, hayat-ı umumiyenin mânevî bir cilvesine mazhardır ki, mukadderât-ı hayatiye, o mânidar ve canlı elvâh-ı kaderiyeden alınır” Açıklar mısınız ?
Risale i Nur'da bir çok yerde geçen "Şu halde sen ey mülhid, dalaletin itibariyle ya i'dam-ı ebedî ile ademe düşeceksin veya Cehennem'e gireceksin. Şerr-i mahz olan adem ise, senin bütün sevdiklerin ve saadetleriyle memnun ve bir derece mes'ud olduğun umum akraba ve asl ve neslin seninle beraber i'dam olmasından, binler derece Cehennem'den ziyade senin ruhunu ve kalbini ve mahiyet-i insaniyeni yan...
Üstadın, “Kur’an-ı Hâkîm’in hakikatına değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa ahiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim.” cümlesini nasıl anlamalıyız? Ahireti feda etmek ne demektir ve nasıl olur?
Allah kâinatı dünyayı, insanı yaratmadan önce ne yapıyordu? Bu tür sorular aklımıza geliyor. Nasıl düşünmeliyiz? İzah eder misiniz?
Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de kâfirler istemese bile nurunu tamamlayacağını vadediyor. Risale-i Nurlar'da ise Üstadımızın 'beşerin başına acele bir kıyamet kopmazsa' ifadelerine rastlıyoruz. Rabbimizin Kur'ân'da kesin olarak geçen vaadini ve Üstadımızın bu ifadelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Bu konuya doğru bakış açısı nasıl olmalıdır?
"Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir." (Mesnei-i Nuriye) Meşhudunda , Malumunda baki kalmaklığı senin bekan için kafidir derken hem ilmi vücut, maddi, manevi, misal Hepsini mi kapsamaktadır ? Her şey hakikati ve aslı ile Hâlık-ı Rahman-ı Rahim`in ilminde var mıdır? 
Allah'ın iradesi olmadan kul dileyemezse veya Allah'ın iradesi her şeye hakimse, kulun hür iradesinden nasıl söz edilebilir?
Kaza namazlarını kılmak isteyen bir kişi Büluğ çağına ne zaman erdiğini nasıl bilebilir?  
Cebr-i mutavvassıt tam olarak ne demektir ve neden Eşariler için bu tabir kullanılmıstır, izah eder misiniz ?