Arama sonuçları: 67 sonuç bulundu.

Kat‘iyen bil ki, dinsizlik cihetiyle senin bu koca dünyan; bu saatten evvel ve bu dakikadan sonra, bil’umûm senin bu kâi­nâtın ve mâzî ve müstakbelin ve geçmiş nev‘in ve cinsin ve gelecek mahlûklar ve nesiller ve gitmiş dünyalar ve milletler ve gelen insanlar ve tâifeler tamamen ma‘dûm ve ölüdürler. İşte insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadâr olduğun kâinâtlar, mü­te­mâdi­yen senin dalâletin sûretiy...
"Eğer sen vücûdundaki o zerreleri, Kadîr-i Ezelî’nin kanunuyla hareket eden küçük me’murları veya bir ordusu; veya kalem-i kaderin uçları; her bir zerre bir kalem ucu veya kalem-i kudretin noktaları; ve her bir zerre bir nokta olduğunu kabûl etmezsen; o vakit senin vücûdunda çalışan her bir zerreye öyle bir göz lâzım ki; senin mecmû‘-u cesedin her tarafını görmekle beraber, münâsebetdâr olduğun bü...
İnsanların fıtratlarının farklı farklı olduğunu biliyorum. Bu fıtrat nesilden nesile aktarılan bir şey midir? Şayet öyleyse o zaman toplumların da bir fıtratı olması gerekir değil mi? Mesela Türk milleti fıtrat itibariyle cesurdur diyebilir miyiz? Yani çevresel faktörlerden bağımsız olarak.
Öldükten sonra dirilmeye dair çevremizden verilebilecek örnekler var mı? Varsa nelerdir?
Dine hizmet yönüyle Al-i Beyt' in yani peygamberimizin soyunun vazifesi nedir?
BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
Mesela ölünün arkasından yasin okumak ölünün günahlarının affına ve sevaba nail olmasına vesile olurmuş. Peki ya yakınları yoksa o kişinin başkaları kadar yasin okuyacak sevenleri yoksa o insanın durumu ne olur? Allah o insana arkasından yasin okuyacak birilerini bile nasip etmemiş mi oluyor acaba ?
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki, 1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir? 2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...
Bediüzzaman Said Nursi'nin, Hz. Peygamber (sav)'in soyundan gelen Âl-i Beyt hakkındaki görüşleri nelerdir?
Bediüzzaman hazretlerine bu asrın müceddididir denilebilir mi?