Arama sonuçları: 186 sonuç bulundu.

Mana-yı harfi ve mana-yı ismi ne demektir?
Mesnevi-i Nuriyede geçen nazar, niyet, mana-yı ismi ve mana-yı harfi kavramlarını izah eder misiniz?
Varlıklara manayı harfi ya da manayı ismi ile bakmak ne demektir?
Harfler ve cüzlerinden evvela ب'nin fenn-i sarfça bir mânâsı istiânedir. Bir mânâ-yı örfîsi teberrük mânâsı olmasından bu ب'nin merci-i müteallikı kendi mânâsından çıkan اَسْتَعِينُ ve اَتَيَمَّنُ fiillerine bağlanıyor. Veyahut Bismillah’taki perdesinde قُلْ (söyle)’den çıkan اِقْرَاْ (oku) fiiline bakar. Yani: “Ya Rabbi, ben senin isminin yardımıyla ve onun bereketiyle okuyacağım. Her şey senin k...
“İkinci kısım ise, en evvel esbabı sever ve bu muhabbetini Allah’ı sevmeye vesile yapar. Bu kısım muhabbet, topluluğunu muhafaza edemez, dağılır. Ve bazen de kuvvetli bir esbaba rast gelir. Onun muhabbetini mânâ-yı harfiden mânâ-yı ismiye çeker. Helâkine sebep olur. Şayet Allah’a vâsıl olsa da vusulü nâkıs olur.” Bu paragrafta geçen “bu kısım muhabbet topluluğu muhafaza edemez” ne demektir?
“İkinci kısım ise, en evvel esbabı sever ve bu muhabbetini Allah’ı sevmeye vesile yapar. Bu kısım muhabbet, topluluğunu muhafaza edemez, dağılır. Ve bazen da kuvvetli bir esbaba rast gelir. Onun muhabbetini mânâ-yı harfiden mânâ-yı ismiye çeker. Helâkine sebep olur. Şayet Allah’a vâsıl olsa da vusulü nâkıs olur.” En evvel esbabı sevmek nasıl olur? Önce muhabbete buradan başlamak niye zarar versin...
Risale-i Nur'u anlamak için "Tarifat" gibi ıstılahi manaları içeren lügatlere bakmamız söyleniyor. Bu mahiyetteki lügatlerin ismini söyleyebilir misiniz?
On birinci meselede hadis-i şerifte geçen "sevr ve hut" tabirinin iki meleğin ismi olduğu şeklinde izah yapılırken bu iki meleğe bir nokta-i istinad olarak "sahret" namında cennetten getirilen bir taştan bahsediliyor. Bu taş ne manada o iki meleğe bir nokta-i istinad oluyor? Aynı zamanda bu taşın fani olan kürre-i arzımıza baki bir temel taşı olduğunu söylüyor? Bu cümleden kasıt nedir, izah eder m...
Cenab-ı Hakkın Hâlık isminin varlığı haşa mahlukata ihtiyacı varmış gibi bir mana çıkıyor? bunu açıklarmısınız?
Tarîk-i Nakşî de dört şeyi bırakmak lazım. Hem dünyayı, hem nefis hesabına ahireti dahi hakiki maksad yapmamak, hem vucudunu unutmak, hem ucba, fahra girmemek için bu terkleri düşünmemek.. Risale- nurda ise "Acz-mendi tarikinde dört şey lazımdır: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!" şeklinde geçen esasları acıklar mısınız?