Arama sonuçları: 131 sonuç bulundu.

Kaza namazı kılarken her vaktin kazası için ezan-kamet getirmek gerekli midir? Hanefi mezhebine göre vitir namazının kazasını kılarken ezan veya kamet getirmesek olur mu? Allah Razı Olsun.
Kaza namazlarında ezan, kamet ve niyet nasıl olmalı, özellikle yatsı, vitir namazı niyeti nasıl olmalı?
Ben yirmili yaşlarda bir gencim. İmani olarak (namaz , kur-an okumak ,cevşen okumak , risale-i nur yazısı ... ) gibi işlerde belirli bir süre aksatmadan çok güzel bir şekilde devam ediyor iken aradan fazla bir süre geçmeden imanımda zayıflama, çok fazla günahlara ve haramlara dalma, malayani işlerde çok vakit geçirmek gibi bir durum meydana geliyor. Ben bu durumdan nasıl kurtulabilirim? Imanımı n...
Risale-i Nur hizmetinde nasıl bir istikametde olmamız gerekir? İstikamet hakkında bilgi veriniz.
"İstikameti bırakıp ifrat ve tefritle aklı bir vesile-i azap ve elemler toplayıcı bir âlete çevirmesinden,..." Akıl nasıl oluyor da bir vesile-i azap ve elemler toplayıcı bir âlete dönüşebiliyor? 
"Bir zaman Emirdağ’ında ikāmete me’mur edildim. Tek başıma bir menzilde, âdetâ bir haps-i münferid içinde bana çok ağır gelen bu tarassudlar ve tahakkümlerle bana işkence vermelerinden, hayattan usandım. Hapisten çıktığıma teessüf ettim. Ruh u cânımla Denizli hapsini arzuladım ve kabre girmeyi istedim. “Hapis ve kabir, bu tarz-ı hayata müreccahtır” diyerek, ya hapse veya kabre girmeye karar verirk...
Üstadımız hediye kabul etmezmiş. Peki biz Risale-i Nur talebeleri bu noktada nasıl hareket etmeliyiz? Bizim kabul etmemizde ihlasımıza bir zarar var mı? İhlas Risalesinde kalben muntazır kalmamak şartıyla sanki kabul edilebileceğini söylüyor. Buna rağmen kabul etmemiz tebliğ vazifemizin istikameti açısından nasıl olur?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...
Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider. Yukardaki yeri izah eder misiniz?
Gözler ile kulakların hakim olduğu bu asırda: Gözler akıllara, kulaklar kalplere perde olmuş.Sadece seyrediyor, yanlızca işitiyoruz. Gözün akla muhtaç, sözün kalbe müştak olduğunu nasıl idrak edeceğiz?