Vehim ve Vesvese Hakkında bir Soru
merhametsiz yarım hekimlere veyahut insafsız doktorlara rast gelse, evhamını

merhametsiz yarım hekimlere veyahut insafsız doktorlara rast gelse, evhamını
Bediüzzaman Hazretleri risalelerinde iman ve asayiş irtibatından bahsetmektedir. Zabıta örneğini vermektedir. Nur Talebelerinin asayişi muhafaza ettiklerine dair Risale-i Nur'daki kısımları kısaca yazabilir misiniz?
18. Lema'daki 4. Emare'yi cümle cümle izah eder misiniz?
Sekizinci Lema'da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Uhuvver Risalesinde geçen, "Hakikat nazarında zulümdür" ifadesini nasıl anlamalıyız? Burada geçen hakikatten maksat nedir?
Toplumu etkileyen manevi hastalıklardan "adavete muhabbet" kısmını açıklayabilir misiniz?
Birincisi: Bundan on beş sene evvel, Rusya'nın şimâlinde esîr olduğum zaman, doksan esîr zâbitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntıdan ve ruh darlığından çok münâkaşalar, gürültüler oluyordu. Umumunun bana karşı ziyâde hürmetleri olduğundan teskîn ediyordum. Sonra, sükûneti muhâfaza için dört beş zâbiti tâ'yîn ettim. Ve dedim: “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, hemen yetişiniz. Hangi taraf haksız ise, ona yardım ediniz!” Hakîkaten bu tedbîrle gürültünün önü alındı. Benden soruldu: “Ne için haksıza yardım ediniz, diyorsun?” Cevâben o zaman demiştim ki: “Haksız insâfsızdır. Bir dirhem menfaatini, istirâhat-i umûmiyenin kırk dirhem menfaati için bırakmaz. Haklı adam ise insâflı olur. Bir dirhem hakkını, sükûnet-i umûmiyedeki arkadaşının kırk dirhem menfaatine fedâ eder, bırakır. Gürültü kalkar, sükûnet iâde edilir. Bu koğuştaki doksan zât istirahat eder.” Üstadın bu ifadelerindeki “haksıza yardım”ı ne şekilde anlamalıyız ? İnsafsız olduğundan umumun istirahati için o cüzi menfaatinden vazgeçmesi için mi yardım gerekiyor?
Risale-i Nur talebesinin hizmetteki sadakati nasıl olmalıdır? Hizmetteki abilerimizin ve Üstadlarımızın sadakat ile ilgili misallerini verebilir misiniz?
Farz namazlardan önce bazı yerlerde 3 İhlas 1 Fatiha okunuyor. Buna dair bir izah yapar mısınız?
Bediüzzaman Hazretleri risalelerinde sıklıkla Kur'an'a hizmet edenlerin ilâhî bir inayet, bir koruma ve yardım altında olduklarından bahsediyor. Bu ilâhî koruma, kaza ve belalardan da tamamen korunacakları anlamına gelir mi?
Bediüzzaman Hazretleri'nin seçimlerde Menderes'i desteklediğini biliyoruz. Bazıları, "Menderes rakı dahi içen birisiydi ezanı arapça yaptı diye bu kadar kıymet verilir mi, İslam kahramanı denir mi? diyorlar. Üstadın Menderes hakkında böyle senakar sözleri var mı varsa nasıl anlayacağız?
Risale-i Nur'dan nasıl daha fazla istifade edebiliriz?
“İ'lem eyyühe'l-azîz. İnsanı havalandırıp baş aşağı felâkete atan şöyle bir hâl var: İstihkāk nazara alınmayarak, Hakkın takdîri hakkında tefrît veya ifrât yapılır. Kuvvetine, kıymetine bakılmayarak, küçük veya büyük bir yük altına alınır gibi, gayr-i insanî hâller insanı insaniyetten düşürür. Ya zulme veya kizbe sevk eder.” Bu paragrafı izah eder misiniz?
Kulu istedi diye Allah razı olmadığı kötülüğü yaratıyorsa, Allah kendine haksızlık yapıpta mecburiyete düşmez mi? Allah razı olmadığı şeyi yaratarak kulunun isteklerine esir olmaz mı? Çünkü bizler razı olmadığımız şeyleri yaparsak, hem psikolojik olarak hem de kanunlara göre esir olduğumuz kabul ediliyor. Allah kötü şeyleri yarattığı için, kötü olarak sorumlu tutulmuyorsa, o zaman razı olduğu iyi şeyleri yarattığı için, Allah nasıl iyi olabilir? Ya da nasıl iyi ve güvenilir olduğu anlaşılabilir? Allah güç sahibi diye korkup ta Allah'ın doğru olduğunu kabul edersek, doğruluktan şaşmış olmaz mıyız? Doğruluktan şaştığımız için, Allah bize demeyecek mi benden korkup gücüme boyun eğdiniz ve bu yüzden doğruluktan şaştınız, yazıklar olsun size, demez mi? Bu hayatta bile güçlü olan haklıysa, o zaman Allah'ta güçlü olduğu için haklı mı oluyor? Eğer güçlü olmasından dolayı Allah haklıysa, insanlara nasıl diyebilir ki güçlü olmanız sizi haklı yapmıyor?
Arkadaşlarıma etkili bir tebliği nasıl yapabilirim? Neyi, ne zaman, ne kadar ve kime anlatacağım? Tebliğde dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir? Risale-i Nur'un tebliğ metodu nasıldır?
Bazı insanlar Kur'ân-ı Kerim'in latin harflere okunabileceğini söylüyor. Nasıl cevap verebiliriz?
Eski zamanın büyük ulema ve evliyasının İrşad metoduyla Risale-i Nurun İrşad metodu arasında ne fark vardır?
Bediüzzaman'ın takip ettiği tebliğ tarzı nedir? Maddeler halinde anlatabilirmisiniz?
İhlası tammı yakalamak için mümin kardeşlerin faziletleriyle iftihar etmek varken, hased, hırs, ve rekabete düşmekten kurtuluşun çaresi nedir?
Bir mümin, diğer bir mümine kin ve adavet, düşmanlık ederse nasıl bir zulüm etmiş olur?


Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.

Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.

Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.
