Arama sonuçları: 129 sonuç bulundu.

"Hem eğer Hazret-i Ali olmasaydı, dünya saltanatı, mülûk-u Emeviyeyi bütün bütün yoldan çıkarmak muhtemeldi. Halbuki, karşılarında Hazret-i Ali ve Âl-i Beyti gördükleri için, onlara karşı muvazeneye gelmek ve ehl-i İslâm nazarında mevkilerini muhafaza etmek için, ister istemez, Emeviye devleti reislerinin umumu, kendileri olmasa da, herhalde teşvik ve tasvipleriyle, etbâları ve taraftarları, bütün...
"Muhterem Üstâdım! Rahmet-i İlâhiye ile bir hakîkati daha yakînen anladım. O da şudur ki: İlk şeref-i mülâkî olduğum zamanda verdiğiniz ders, bütün risâle ve mektublarda vücûdunu hissettirmektedir. Fark yalnız o dersteki mücmel hakāikin diğer derslere tafsîl, tavzîh ve ızhârından ibârettir. Demek ki, îmânı ve Kur’ân’ı esas ittihâz etmekle, dâimî bir feyiz menbaı, sermedî bir nûr kaynağı, fenâsız k...
Sual: Bürhanınıza şekk-i itiraz geldikçe imanınız sarsılmaz mı? Bu ma’reke-i evham olan istidlaliyatla taharri zarar vermez mi? Elcevab: Eğer neticeyi bürhan ile bağlı onunla ikame ve isbat suretiyle olsa ve tahakkuk-u hakaika ayar tutmakla adem-i delilden adem-i medlûlü tevehhüm etse zarar olur. Halbuki iman, incecik bir bürhana yüklenmez. Belki öyle bir hadse bina ve istinad eder ki, o hads öyl...
"Erkân-ı imaniyenin hakaikini gözle görüp, melâikeyi, Cenneti, âhireti, hattâ Zât-ı Zülcelâli gözle müşahede etmek, kâinata ve beşere öyle bir hazine ve bir nur-u ezelî ve ebedî bir hediye getirmiştir..." (Sözler) Cenab-ı Hak cismani değildir, onu göz ile görmek ne demektir?
Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe hamiyetfuruşların tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölü...
"hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecâvüz, hem hizmet-i Kur’âniyenin hürmetine taarruz, hem hakāik-i îmâniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz." ifadesini açıklarmısınız
Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
Beşinci Şua'da geçen, "Hakaik-i imaniyyeye girmeyen cüzi hadisat-ı istikbaliyye, nazar-ı nübüvvette ehemmiyetsizdir" cümlesini açıklar mısınız? Bu hadisat-ı istikbaliyeye örnek verir misiniz?
"Hakaik-i imaniyeye girmeyen cüz'î hâdisât-ı istikbaliye nazar-ı Nübüvvette ehemmiyetsizdir." cümlesini izah eder misiniz?
Lahikalarda şöyle geçiyor:"bu aciz kardeşiniz, şüphesiz bir surette iman ettimki, şeriat-ı garra-yı Ahmediyenin hakaikine ve ruhuna nüfuz etmenin en kısa, en hatarsız, en zevkli tariki Risale-i nura intisapladır" açıklar mısınız? Risale nasıl efendimizin şeriatinden bahsediyor? İmani hakikatleri içermiyor mu? Şeriat-ı Ahmediyeden kasıt nedir?