burhânım Kitabullâh Budur bendeki hak söz. Senin kapında kul çoktur
Sekizinci Lema'da geçen şu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Sekizinci Lema'da geçen şu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Hak dinin İslâm olduğunu nereden biliyoruz? Muhataplarımıza İslâm'ın hak din olduğunu nasıl ispat edebiliriz?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin On Birinci Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Onuncu Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Dokuzuncu Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Sekizinci Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Altıncı Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin İkinci Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
13. Lema'nın 1. İşareti'nin sualini ve cevabını cümle cümle izah eder misiniz?
i Nur Külliyatında 25. Söz'de Âl-i İmran
Risale-i Nur'da İctihad Risalesi'nin sonunda İmam Şarani Hazretlerinin Mizanü'ş Şarani isimli eserinin ismi geçmektedir. Bu kitabın konusu ve içeriği hakkında bilgi verir mirsiniz?
1) Kurum tarafından alınan uçak biletlerini mil olarak işleyip kullanmak haram mıdır? 2) İş yerimdeki mesai bitimi 17:00 da 16:40 da çıkmak haram mıdır? 3) Mesai zamanında oyun filim seyretmek iş olmadığı zaman bunlar yapıldığı zaman haram mıdır?
Risale-i Nur hatasız ve kusursuzdur algısı doğru mudur? Nitekim peygamberler haricinde la yüs'el kimse olamamıştır. Risale-i Nur'da ve Bediüzzaman Hazretlerinde hata ve kusur yoktur demek, ne kadar doğrudur?
Sekizinci Lema'da geçen ilgili cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Ahmed Galib Bey'in Risale-i Nur hakkında söylediği bu cümleyi izah eder misiniz?
Namazın konu olarak geçtiği hem müjdeleyici hem de uyarıcı olarak ayet, hadis ve vecizeler nelerdir?
"Bir kelâmda, her fehme gelen şeylerde mütekellim muahaze olunmaz. Zira mesûk-u lehülkelâmdan başka mefhumlar irade ile deruhte eder. İrade etmezse, itab olunmaz. Fakat garaz ve maksada mutlaka zâmindir." "Fenn-i beyanda mukarrerdir: Sıdk ve kizb, mütekellimin kast ve garazının arkasında gidiyorlar. Demek maksut ve mesâk-ı kelâmda olan muâhaze ve tenkit, mütekellime aittir. Fakat 'kelâmın müstetbeâtı' tabir olunan telvihat ve telmihatında ve 'suver-i maânî' ve 'tarz-ı ifade' ve 'maânî-i ûlâ' tabir olunan vesail ve uslûp garazında olan günah ve muâhaze, mütekellimin zimmetinde değil, belki örf ve âdete ve kabul ü umumiye aittir. Zira, tefhim için, kabul-ü umumî ve örf ihtiram olunur. Hem de eğer hikâye ise, halel ve hatâ mahkîyun anha aittir." "Evet, mütekellim suver ve müstetbeâtta muâhaze olunmaz. Zira onlara el atmak, semeratını almak için değildir." Muhakematta geçen bu kısmı izah eder misiniz?
Üstadımız zamanında yaşayan âlimlerin, Üstadımızın Müceddid olduğundan haberleri var mıydı? Yoksa âlimler arasında birbirlerinden haberdar olmama gibi hususlar olabiliyor mu?
Nazara karşı dua okunması gerektiğini biliyorum ve sürekli okuyorum. Ancak bazen ne kadar okusak da nazar değiyor. Bu nasıl oluyor? Nazar değmemesi için ne yapılmalıdır?
"Halbuki mes'elemiz olan ubûdiyet yolu zararsız olmakla beraber -ondan dokuz ihtimâl ile- bir saadet-i ebediye hazinesi vardır. Fısk ve sefâhet yolu ise, -hattâ fâsıkın i'tirâfıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, -ondan dokuz ihtimâl ile- şekāvet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ' ve tevâtür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisâsın ve müşâhedenin şehâdetiyle sâbittir. Ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbârâtıyla muhakkaktır." Burada söylenen onda dokuzluk oranın manası nedir? Ubudiyet yolunda gidenlerin onda biri neden doğru yolda oldukları halde saadeti ebediyeye ulaşamıyor, sefahet ve fısk yolunda gidenlerin ondan biri yanlış yolda oldukları halde nasıl şekaveti ebediyeden kurtuluyorlar?
İnsanların irade oluşturma ve karar verme merkezleri olan kalpleri bir sayfa gibidir. Bu sayfaya düşen irade ve karar, insanların kendilerinden zannedilir. Hâlbuki bu işte insanlar sadece birer uçturlar. O ucu tutan bir kalem, kalemi tutan bir el ve elin ait olduğu bir zat vardır. Bu zat ise, eşya gibi kalplerde de tasarruf sahibi olan Allah'tır. Allah'ın istediği şeyler insanların kalplerine irade ve karar olarak düşerler. (Gazâli, Kitabu'l-Erbain, s. 236-237) Yukarıda geçen yeri izah eder misiniz?
Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.