Arama sonuçları: 146 sonuç bulundu.

Herhangi bir kul hakkında düşünülen iyi veya kötü fikir kul hakkına girer mi?
Bildiğimiz kadarıyla Allah'ın koku alma, tat alma ve dokunma gibi sıfatları yok. Peki kesinlikle yoktur diyebilir miyiz? Yoksa varda biz mi bilmiyoruz?
1- Allah'ın zatını tefekkür etmek doğru değil fakat zihnim beni buraya yönlendirip cevap arıyor. Allah'ı nasıl düşünmeliyiz, O'nu nasıl tanımalıyız? 2-Allah her yerdedir sözü doğru mudur? Zaman, mekan ve alem algısını kafamda nasıl oluşturmalıyım? 3-Ruh dediğimiz nedir ve kalu bela tam olarak nedir?
İhlas Risalesinde geçen ehli hakikatin yaptığı rabıta-i mevt tarifi'ni genişçe açıklar mısınız?
Rabıta-i mevt nasıl olmalı? Belli bir disiplini var mıdır? Sadece düşünmekle insan gaflet edebiliyor, en müessir yolu hangisidir?
Üstad 1. Mektup 3. Sualde "cehennem nerededir" sorusunu cevaplarken haşir meydanını, dünyanın yörüngesi, yani gezdiği daire olarak ifade ediyor. Nasıl oluyor, alem-i ahiret, alem-i şehadette bir yerlerde tarif ediliyor? Alem-i ahirete ait bazı manaları güneş sistemi içinde maddi bir yerlerde düşünmek doğru mudur? 
"Bizler esasen Allah’ın zatını değil varlığını düşünür tefekkür ederiz." Bu sitede gördüğüm bir yazıda geçiyordu. Şimdi benim aklıma çok vesvese geliyor. Mesala namaza niyet ederken kelime-i şehadetin manasını kalben tasdik ederken Allah'ı düşünmeye çalışıyorum. Öyle bir canlı veya cansız varlık yerine de koymuyorum, kendimce birşeyler düşünüyorum. Ben şimdi korkuyorum bir şeye benzettiğimden. All...
"Elcevab: Eğer insan yalnız bir kalbden ibaret olsaydı; bütün masivayı terk, hattâ esma ve sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenab-ı Hakk'ın zâtına rabt-ı kalb etmek lâzım gelirdi." (27.söz Zeyl 3.vecih 3.sual.) Soru 1) Biz Cenab-ı Hakkı isim ve sıfatları ile tanıyoruz. İsim ve sıfatları bırakmak nasıl olabilir. Soru 2) Cenab-ı Hakkın zatını düşünmek caiz değil, zaten Allah bununlada bizi yükümlü tut...
On üçüncü mektubda üstadımız, ''bir dağın mağarasında ahireti düşünmekte iken ehl-i dünya zulmen beni oradan çıkarıp nefy ettiler. Halık-ı Rahim ve Hakim o nefyi bana bir rahmete çevirdi. Emniyetsiz ve ihlası bozacak esbaba maruz o dağdaki inzivayı, emniyetli ve ihlaslı Barla dağlarındaki halvete çevirdi'' diyor. Burada geçen ''ihlası bozacak esbaba maruz'' cümlesinden ne anlamalıyız?
Filistin, Suriye, Arakan ve dünyanın dört bir yanında zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz var. İman, Kuran davasını sahiplenmemek, tembel, gayretsiz şevksiz davranmak, rahatını lüksünü düşünmek; keyif peşinde koştuğu kadar Allah rızası için, hizmet için koşturmamak bu mazlum kardeşlerimize karşı mesul olmamızın sebepleri arasında sayılabilir mi? Yarın mahşer gününde bu kardeşlerimiz bizden hak dava...