Arama sonuçları: 1033 sonuç bulundu.

Yedinci Şua'daki şu parağrafı nasıl anlamalıyız? "Bu kâinâtta dâimâ güzelliği izhâr, iyiliği ve doğruluğu himâye ve sahtekârları ve müfterîleri imhâ ve izâle etmek âdetini bir düstûr-u fa‘âliyet ittihâz eden bu kâinâtın mutasarrıfı, o Kur’ân’a âlemde en makbûl, en yüksek, en hâkimâne bir makam-ı hürmet ve bir mertebe-i muvaffakiyet vermesiyle onu tasdîk ve imza ettiği gibi..."
Risale-i Nurda Allah'ın (cc) sıfatları nasıl anlatılıyor. Bu sıfatları nasıl anlamalıyız, zihnimizde canlandırabilirmiyiz?
Risale-i Nur'un bir çok yerinde geçen (Allah'ın vazifesine karışma kendi vazifeni yap) gibi benzer cümleler geçiyor. Allah'ın vazifesinden ne anlamamız gerekiyor? İzah eder misiniz?
"Ameller niyetlere göredir" hadisini nasıl anlamalıyız? İfadenin ölçüsü sınırı kastı nedir?
Arş-ı Azam deyince ne anlamalıyız? Arş ile Arş-ı Azam arasında fark var mıdır?
Risale-i Nur'da, "(Bahar mevsiminde) bütün ağaçları ve otların köklerini ve bir kısım hayvanları aynen ihya edip iade ediyor. Başkalarını da ayniyet derecesinde bir misliyet suretinde icad ediyor." deniliyor. Buradaki ayniyet ve misliyet kavramlarından ne anlamalıyız? "
"Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, hristiyanlar ve sâbiîler yok mu, (onlardan) kim Allah’a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel işlerse, artık onların, Rableri katında mükâfâtları vardır; onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." mealindeki bakara suresi 62. ayeti kalbi temiz ve iyi niyetli herkesin kurtulacağı şeklinde yorumlayanlar var. Bu ayeti na...
Üstad Bediüzzaman'ın, "Güneşin sair arkadaşı olan yıldızların bir kısmı ahiret alemlerine bakar, vazifesiz değiller. Belki baki alemlerin güneşleridir." Cümlesini nasıl anlamalıyız? Bazı yıldızlar, ahiret alemlerini mi aydınlatıyor? Varlık aleminde ki herşey fani değil midir? Eğer fani ise, o bir kısım yıldızlar nasıl baki alemleri aydınlatıyorlar?
"Bir zaman Emirdağ’ında ikāmete me’mur edildim. Tek başıma bir menzilde, âdetâ bir haps-i münferid içinde bana çok ağır gelen bu tarassudlar ve tahakkümlerle bana işkence vermelerinden, hayattan usandım. Hapisten çıktığıma teessüf ettim. Ruh u cânımla Denizli hapsini arzuladım ve kabre girmeyi istedim. “Hapis ve kabir, bu tarz-ı hayata müreccahtır” diyerek, ya hapse veya kabre girmeye karar verirk...
Bediüzzaman Hazretleri, 'Milletin imanının selameti yolunda dünyamı da feda ettim ahiretimi de...' demiştir. Ahireti feda etmesini nasıl anlamalıyız?