Sekizinci Lema'da geçen şu kısmı izah eder misiniz?
Deniliyor ki “Bediüzzaman hazretleri çocukken Abdülkadir Geylani’den himmet beklerdi. Cevizi kaybolsa; “Ya şeyh sana bir Fatiha, benim cevizimi buldur.” diye Ondan medet beklerdi.” Dua yalnız Allah’a yapılır. Nitekim Fatiha’da hep; “Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım isteriz” demiyor muyuz. İzahı nasıldır?
İnsanlar yapmış oldukları dualarda peygamberleri veya Allah dostlarını vesile yaparak medet, ihsan isteyebilirler mi? 'Ya rabbi Abdulkadir Geylani hazretlerinin yüzü suyu hürmetine duamı kabul buyur' şeklinde dua edilebilir mi?
Birçok yerde Bediüzzaman hazretleri Risale-i Nur'un Hakk olduğunu ispat için şu üş şeyden bahsediyor. İmam Ali Kerametkerane ve takdirkerane üç ihbarıyla diye geçen bu üç ihbar nedir?
Gavsı azam kerameti gaybiyesiyle diye geçiyor. Abdulkadir Geylani hazretleri Risale-i Nur için hangi kerameti ifade eden şeyi bildirmiştir?
Kur'an-ı mucizil beyan o kuvvetli işaretiyle diye geçiyor. Kur'an-ı Kerim ...
İhlas risalesinde İmam Ali (k.v) ve Gavsı Azam Abdülkadir Geylani (ks) Hazretlerinden bahisle; "böyle manevi kahramanları arkanızda zahir başınızda üstad bulmak isterseniz ihlası tammı kazanınız" deniliyor. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mecmuatü'l-Ahzab nedir? Ehl-i sünnetçe muteber midir?
Dine hizmet yönüyle Al-i Beyt' in yani peygamberimizin soyunun vazifesi nedir?
"Ama فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ fıkrasında şâyân-ı hayret bir tevâfuk var ki, bu fıkranın ilm-i cifir kaidesiyle makam-ı ebcedîsi bin üç yüz otuz iki eder. Şu halde يَا مُنْشِدًا نَظْم۪ي فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ meâl-i gaybîsi, “Yâ Risâle-i Nûr ve Sözler sâhibi! Bana bak, gāfil davranma! Bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) mücâhedeye başla. Sözleri korkma, yaz, söyle!” Filhakîka Said hürriyetten sonra az bir zaman mücâhedesine tevakkuf etmiş ise de, bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) İşârâtü’l-İ‘câz’ı te’lîf ile beraber Eski Said’den sıyrılmayı niyet edip, yeni Said sûretinde bütün kuvvetiyle mücâhede-i ma‘neviyeye başlamış. İki üç sene sonra da Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiye’de bulunarak bir-iki sene Hazret-i Gavs-ı Geylânî’nin şu vasiyetini ve emrini imtisâl ederek envâr-ı Kur’âniyeyi neşretmiş. Lillâhilhamd, şimdiye kadar da devam ediyor. Bu şâyân-ı hayret fıkrada, cây-ı dikkat şu nokta var ki, Hazret-i Gavs, doğrudan doğruya altıncı asırdan bu asrımıza bakıyor. O altıncı asrın âhirlerinde Hülâgū felâketi gibi fecî‘, dehşetli meşhur fitnenin çok elîm ve çok fecî‘ ve kuburdaki emvâtı ağlattıracak derecede dehşetli bir nevi‘, bu on dördüncü asırda bulunuyor. Bu iki asır birbirine tevâfuk ediyor ki, Hazret-i Şeyh, o asırdan bu asra bakıyor." Soru
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
Eğer ihlası kazanamazsak ne gibi zararlara uğrarız?
Lemeât Risalesinde geçen “Evliyâdan âşıkîn ve ârifîn beynlerinde mühim bir fark” vardır. Burada geçen Âşıkîn ve Ârifîn kimlerdir?