Arama sonuçları: 625 sonuç bulundu.

"Sanki Cenab-ı Hakk'ın ahdi; meşiet, hikmet, inayetin ipleriyle örülmüş nuranî bir şerittir ki, ezelden ebede kadar uzanmıştır. Bu nuranî şerit, kâinatta nizam-ı umumî şeklinde tecelli ederek silsilelerini kâinatın enva'ına dağıtır iken, en acib silsilesini nev'-i beşere uzatmıştır ve ruh-u beşerde pek çok istidad ve kabiliyetlerin tohumlarını ekmiştir. Fakat o istidadların terbiyesini ve neticesi...
Cenab-ı Hakkın isim ve ünvanlarının hakimiyeti nasıldır?
Hadis-i şerifte bildirilen, “Cenab-ı Hakk’ın yetmiş bin perde arkasında olması” hakikatini nasıl anlamamız lazım?
"Elcevab: Eğer insan yalnız bir kalbden ibaret olsaydı; bütün masivayı terk, hattâ esma ve sıfâtı dahi bırakmak, yalnız Cenab-ı Hakk'ın zâtına rabt-ı kalb etmek lâzım gelirdi." (27.söz Zeyl 3.vecih 3.sual.) Soru 1) Biz Cenab-ı Hakkı isim ve sıfatları ile tanıyoruz. İsim ve sıfatları bırakmak nasıl olabilir. Soru 2) Cenab-ı Hakkın zatını düşünmek caiz değil, zaten Allah bununlada bizi yükümlü tut...
Deniliyor ki deprem vs. gibi musibetler bazı şahısların hata ve günahlarından meydana geliyor. Neden bu hususi günahlara mukabil Cenab-ı Hak büyük ve külli unsurları harekete geçirip büyük hadiselere sebebiyet verdiriyor.
"Bununla beraber kâinâtın her bir âleminde, her bir tâifesinde esmâ-yı hüsnâdan bir isminin unvanı tecellî eder." cümlesinde geçen bir ismin ünvanı tecelli etmesi ne demektir. Yani neden isim tecelli eder denmemiş de ismin ünvanı tecelli eder denmiştir?
Cenabı Hak, ilk başta yarattı nizamı kurdu. Sonra (haşa) çekildi diyenler var. Nasıl cevap vermemiz icap ediyor?
Sevgili Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, akraba ile münasebeti kesenlerin Berat Gecesinde Cenab-ı Hakk'ın o kimselerin yüzüne bakmayacağını söylemiştir. Akrabalarımız kötü ise bu durumda ne yapmamız gerekir? 
Cenab-ı Hakk'a malûm ve ma’ruf ünvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkûr olur. Çünkü, bu malûmiyet, örfî bir ülfet, taklidî bir sema'dır. Hakikatı ilâm edecek bir ifâde de değildir. Burada anlatılmak istenen nedir? Neden haşa Allah’ı (c.c) bilemeyiz ve o bilinemez deniyor? Halbu ki kendisini tanıtmak için birçok peygamber ve kitaplar gönderen Allah (c.c) madem bilinmeyecekse neden bu kadar çok ...
“Elbette o Zât-ı Vâcibü’l-Vücûd’un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezze­heden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o ...