İnsan hasta olduğunda ve sabır gösterdiğinde bunun Allah katında mükafatı nasıl olur?
1. Lma'da geçen 'Nazar-ı gaflet' ne demektir? Neden nazar-ı gafletle istikbalimiz karanlık, zeminimizin her dalgasında binler cenaze bulunuyor ve onun yani Yunus (as)'ın denizinden bin derece daha korkuludur?
2. Lema'da geçen; "Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffî eder, kemâl bulur, kuvvet bulur, terakkî eder, netice verir, tekemmül eder, vazîfe-i hayatiyeyi yapar.” Cümlesini açıklayabilir misiniz?
"Hayırda israf olmaz" sözünden ne anlamamız lazım?
Bediüzzaman Hazretleri Tevafuklu Kur’an-ı Kerim’in basımı için Altın biriktirmiş. Bu altınlar onun vefatından sonra Hayrat Vakfı Kurucusu Ahmed Hüsrev Altınbaşak’a teslim edilmiş. O da bu altınlar ile Hayrat Vakfını kurmuş. Tevafuklu Kur’an-ı Kerim basımı nasıl olmuş ve bunlar doğru mudur? İşin aslı nasıldır?
"Keza her şeyin bâtını zahirinden daha latîf, daha şeffaftır. Bu ise Sâni'in o şeyden hariç ve baîd olmamasına delâlet eder. O şeyin sair eşya ile nizam ve muvazenesinin sanii tarafından temin edildiği cihetle saniin o şeyde dahil olmamasını iktiza eder."( Mesnevi Nuriye, Katre 57)
Bir şeyin o şeyde kudretinin gözükmesi için nasıl olurda onun dışında olması gerekir. Yani içe müdahele edebilmek iç...
Üstad Bediüzzaman, 4. Lem'ada, dört halifenin imamet sırası meselesinin ziyade ehemmiyet verilmesi sebebiyle kelam kitaplarına girdiğini ve bu sebeble Risale-i Nur'la da münasebeti olduğunu söylüyor. Burada ne demek istediğini açıklar mısınız?
“Hususan dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmiş ise, bütün bütün gāsıbâne, hırsızcasına ni‘met-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar.” Burada asıl anlatılmak istenen nedir? Sadece servet sahipleri mi hayvan gibi yaşar ? Servet sahiplerinden hususan bahsedilmesinin sebebi nedir ve iktidar sahibi olmak kötü bir şey midir.? Tehlike sadece zenginlikte veya mevki-makam sahibi olmakta ...
İhtilaf-ı efkardan tam olarak ne anlamalıyız? Bu kaçınılmaz değil mi?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve mekân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...