Kur’an-ı Kerim okumak ve hatim yapmak konusunda Üstad Bediüzzaman’ın şevklendirici sözleri ve kuran okumanın hikmet yönünü gösteren beyanatları var mıdır? Allah razı olsun.
Kur'an-ı Kerim'in neml suresinde buyurduğu طٰسٓ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْقُرْاٰنِ وَكِتَابٍ مُب۪ينٍۙ apaçık olması veya mübin olmasını nasıl anlamalıyız? Neticede müteşabih ayetler var. Bazı ayetler tefsir ile anlaşılıyor vs. Bu meseleyi izah edebilir misiniz?
Kürt meselesinin kaynağı ve Üstad Bediüzzaman'ın bu meseleye bakışıyla çözüm yollarını izah edebilir misiniz?
Risale i nurda geçen bir bölümde bir gemide dokuz masum bir canı bulunsa o caninin o gemiyi gark etmesi zulümdür. Aynı şekilde dokuz cani bir masum bulunsa da o geminin batırılması aynı zulüm olur ... Risale de umumi musibetlerin insanların ekseriyetinin hatasında ileri geldiğini söylüyor. Umumi musibetlerde bir çok masum, ehli iman da zarar görüyor. O gemi örneği gibi ekseriyetin hatasından dolay...
"Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur." Bu hadis-i şerifte geçen "perde yoktur" kısmını nasıl anlamayız? Beddualar perdesiz midir?
İman rüknünün altı olması ve melaikeye imanın, imanın rükünlerine girmesinin sebeb-i hikmeti nedir?
Meleklere inanmak neden imanın şartlarından biridir?
Son zamanlarda mezhepsizler türedi. Mezhep diye bir şeyi kabul etmiyorlar. İzah eder misiniz?
Bakara 10 da münafıkların kalplerinde şüphe hastalığı olduğundan bahsediliyor... Bu hastalık yaratılıştan mı onlarda vardır, yoksa onlar mı kendilerini hasta etmişlerdir? Onlar kendilerini hasta etmişlerse bu süreç nasıl olmuştur? Eğer sonradan kendileri kalplerini hasta etmiştir dersek, henüz ortada İslam yoktu ki onlar bunu kabul etmeyerek kendilerini hasta etsinler?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)
Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?