"Ve şu âlem-i gayb ve şehâdet kitabının müfessiri" ne demek, izah eder misiniz?
Sarık sararken bir ucu sağdan bırakılıyor. Bu şekil sarma işlemi hadis kitablarında var mıdır?
11. Söz'de geçen hayatın mahiyeti ile alakalı sıralanan cümlelerden, "hem kainatdaki alemlerin bir mizanı, hem bu alemi kebrin bir listesi hem şu kainatın bir haritası hem şu kitabı ekberin bir fezlekesi " cümlelerinin yorumunu nasıl yapabiliriz?
C: Evvelen: Delil, kat‘iyyü’l-metîn olduğu gibi, kat‘iyyü’d-delâlet olmak gerektir. Halbuki te’vîl ve ihtimâlin mecâli vardır. Zîrâ nehy-i Kur’ânî, âmm değildir, mutlaktır. Mutlak ise takyîd olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir. Kaydını izhâr etse, i‘tirâz olunmaz.(( Hem de hüküm, müştak üzerine olsa, me’haz-i iştikākı, illet-i hüküm gösterir.)) Demek bu nehiy, Yahûdî ve Nasârâ ile yahûdiyet ve...
Batılı bir yazarın insanlık tarihinin en meşhur ve en etkili yüz insanını topladığı bir kitabında Hz. Muhammed’i (sav) ilk sıraya aldığı söyleniyor. Gerçekten de insanların en meşhuru Hz. Muhammed (sav) midir?
"Semâvât tabakalarını bir defter sahîfesi gibi açıp, kapayıp toplayan Zât-ı Zülcelâl’in elindeki kitâb-ı mübînin mühim ve ince mes’elelerini okumak nerede?" Burada ne anlatılmak isteniyor, hitap edilen kişi kimdir?
İnsanların irade oluşturma ve karar verme merkezleri olan kalpleri bir sayfa gibidir. Bu sayfaya düşen irade ve karar, insanların kendilerinden zannedilir. Hâlbuki bu işte insanlar sadece birer uçturlar. O ucu tutan bir kalem, kalemi tutan bir el ve elin ait olduğu bir zat vardır. Bu zat ise, eşya gibi kalplerde de tasarruf sahibi olan Allah’tır. Allah’ın istediği şeyler insanların kalplerine irad...
Hem kainattaki alemlerin mizanı.. hem bu alem-i kebirin listesi.. hem şu kainatın haritası.. hem şu kitabı ekberin fezlekesi.. 11. Sözün ahirinde geçen insanın mahiyetine dair bu maddeler arasındaki farkı.. ve Fezleke , liste , harita , fihrist ..bunları insanın hayatından örneklerle.. ve son maddedeki kainata ve evkata takılan kemalâtın ahseni takvimi.. ibaresini açıklar mısınız?
"Bu kâinât, o kadar ma‘nîdâr ve muntazamdır ki, mücessem bir kitâb-ı Sübhânî ve cismânî bir Kur’ân-ı Rabbânî ve müzeyyen bir saray-ı Samedânî ve muntazam bir şehr-i Rahmânî suretinde görünüyor." Bu cümleyi açıklayabilir misiniz?
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 6666 ayet var deniliyor.Oysa Kur'anın fihristinden bakıldığında 113 adet Besmele-i şerifi dahil edersek (Tevbe suresi besmelesiz başladığı için sayılmadı) 6250 ediyor. Bu duruma bir izah getiremediğimden sizlerin bilgisine başvurmayı ihtiyaç hissettim.