Arama sonuçları: 481 sonuç bulundu.

"Ve keza, şuurî olmaksızın, senin lehine ve aleyhine çok fiiller cereyan etmektedir. O fiiller şuurî oldukları halde, şuurun taallûk etmediğinden sâbit olur ki, o fiillerin fâili bir Sâni-i Zîşuurdur. Ne sen fâilsin ve ne senin esbabın!" (Mesnevi Nuriye, Katre, Osmn. 60) Burada geçen “hem şuuri olmaksızın” “hem de şuuri oldukları halde” ifadeleri çelişkili gibi gözüküyor. Bunu nasıl izah edebilir...
Yapılan her dua kabul olur mu? Fiili dua nedir?
Eşariye göre kulun kudret ve iradesinin fiilde tesiri yoksa kesbin ne manası kalıyor? Bu anlayışa göre işi kul yaptı demek doğru mudur?
Dinimizde hangi durum ve hadiselerde öldürme fiiline izin veriliyor? Cinayetin cezası nasıl verilir?
Kişi dinden çıkacak fiil ya da sözde bulunsa fakat bunun dinden çıkmaya neden olduğunu bilmese ve dinden çıkma kastı da yoksa fakat namazlarını ibadetlerini yapmaya devam etse, yine de dinden çıkmış olur mu? 
"Mümkinat mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak vücuddur. Hususî kemali, istidadlarını kuvveden fiile çıkaran ona mahsus bir vücuddur." (29. Söz) cümlesini izah eder misiniz?
Yedinci hakikatte geçen, "bir türlü muhasebe içinde neticelerini eleyen bir hafiziyet" derken neticelerini elemek ne manaya geliyor? Devamında da "beşerin rububiyet-i ammeye temas eden amelleri, fiilleri" demekle Üstad ne kasdediyor?
Şuunat nedir? İzah eder misiniz?
Esma’yı sitte risalesinde(30. Lema), Kuddüs isminde, "tanzif" fiili "münazzifi" (temizleyeni) gösterdiği halde neden "nazife" yani Kudüs’e (temize) gidiyoruz? Ve tanzif eden naziftir diyoruz. Tanzif eden münazziftir dememiz gerekmez mi? Diğer isimler için de de buna benzer bir usul takip ediliyor. Kendinde olmayan bir sıfatı başkasına verememek nasıl oluyor? Bunu nasıl delillendirebiliriz? Temizle...
23. Söz 4. Noktada geçen "Belki vazifesi istidadına göre taammüldür, amel etmektir ubudiyeti fiiliyyedir" cümlesini nasıl anlamalıyız?