Sözler eserinin ikinci ve üçüncü sözlerinde iman ve ibadetin dünyadaki faydalarından bahsediliyor ve iman edip ibadet edersek dünyadaki düşmanlarımızdan kurtulacağımızı ve tam bir emniyet içinde olacağımızı söylüyor. Buradaki düşmanlardan kasıt nedir?
Bazı kimseler Risale-i Nurlardan: "Ahirzamanda isevilerin hakiki dindarları ehl-i Kur'ân ile ittifak edip müşterek düşmanları olan zındıkaya (Allah'ı inkâr edenlere) karşı dayanacaklarıdır" gibi cümleleri göstererek Üstad Bediüzzaman'ın dinler arası diyaloğu savunduğunu iddia ediyorlar. Bu iddia doğru mudur?
Babamın amcası var Almanya'da buraya kesin dönüş yaptı. Ancak adamın işi İslam ile. Kişi devlet düşmanı ve İslam düşmanı olduğu için ben bu adam ile oturup kalkmak istemiyorum. Ailem kızıyor ne yapmalıyım?
1- Dört mezhebe göre de Fitne Zamanında kadınların yüzünü örtmesi farzdır diye bilgiler edindim. Bu doğru mudur?
2- Burda Fitne zamanını şehvetin çokluğu olarak mı algılamalıyız yoksa başka bir kıstas var mı? Günümüz fitne zamanı olarak algılanıp kadınların yüzünün örtmesi mi gerekir?
3- Fitneye şehvetin çokluğunun yanında, insanları günaha sevk edebilme olarak genel mi bakılmalı? Bu durumda "Fi...
Üstad Bediüzzaman'ın, bu üç düşmandan bahisle umumi anlamda çözüm yollarını sıraladığını görüyoruz. Bölgenin sorunlarının çözülmesinde bu üç düşmanla yapılacak mücadelenin önemini izah eder misiniz?
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
20. Sözde geçen, "Kur’ân, şahs-ı Âdeme melâikelerin itâat ve inkıyâdını ve şeytanın tekebbür ve imtinâını zikretmesiyle, nev‘-i beşere kâinâtın ekser maddî envâ‘ları ve o envâın ma‘nevî mümessilleri ve müekkelleri musahhar olduklarını ve nev‘-i beşerin hâssalarının bütün istifâdelerine müheyyâ ve münkād olduklarını ifhâm etmekle beraber; o nev‘in isti‘dâdâtını bozan ve yanlış yollara sevk eden me...
Bir mümin, diğer bir mümine kin ve adavet, düşmanlık ederse nasıl bir zulüm etmiş olur?
Şeytanın en büyük düşmanımız olduğunu herkes bildiği halde neden şeytanın adımlarına uyuyoruz? İslam'ı hakiki manası ile yaşamıyoruz?
Üstad hazretleri, "ibadet etmeyen nefsine zülmeder" diyor. Madem nefis benim en büyük düşmanım neden ben ibadet edince nefs zülm görsünki, sevinmesi lazım. Düşmanım olduguna göre?