Üstad Bediüzzaman hayattayken Hüsrev üstad ile arasının açıldığı söyleniyor. Hüsrev üstad ki Üstad'ın Risalelerde çok övdüğü ve Risalelerde birçok mektubu geçen bir talebedir. Üstad izin verdiği halde Latin harflerine karşı çıkmış mı? Bunu tam olarak nasıl anlamamız gerek?
"Bundan sonraki kısım bütün ömrümde görmediğim dehşetli ve semli bir hastalık içinde yazılmıştır. Kusuratıma nazar-ı müsamaha ile bakılsın. Hüsrev münasib görmediği kısmı ta'dil, tebdil, ıslah edebilir." Burada Üstadımızın Hüsrev Efendi'ye verdiği ta'dil ve tebdil etme izni sadece Risale-i Nur'un bu kısmı için mi geçerlidir, yoksa Risale-i Nur'un geneli için geçerlidir?
Bazı büyük Nur Talebeleri'nin, Üstad Bediüzzaman'ın vefatından sonra kendi yerine bıraktığı Hüsrev Efendi'yle birlikte hareket etmemelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Yine, Lahika mektublarında, "vekil, varis, rükün" gibi ifadelerle yer alan bazı kimselerin Husrev Efendi aleyhindeki tutumlarını delil olarak gösterenlere nasıl cevap verilebilir?
Üstadımızın Risale-i Nurda, Hüsrev'in sisteminde veya Hafız Alinin sisteminde vs. gibi ifadelerinden maksat nedir. Bunları nasıl anlamamız lazım?
Hususî olmayan ve has bir yere bakmayan bir inkâr, ispat edilmez (11.Şua) Bu cümlede üstadımız neyi kastediyor? Biz bu delili mesela hangi tartışma esnasında kullanabiliriz? Açıkçası bazen risalelerden öğrendiğimiz şeyleri nerede ve nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz?
Mektubat 2 Hutbe-i Şamiye Tercümesi sayfa 437 de son kısımda Üstadımızın bahsettiği “kısacık bir tarzda bir mecmuacık olarak yazılacak” dediği risale yazılmış mıdır? Yazılmışsa hangi risaledir?
"Meselâ: Bazı gafiller, hutbe gibi bazı şeair-i İslâmiyeyi, Arabîden çıkarıp her milletin lisanıyla söylemeyi, iki sebeb için istihsan ediyorlar:" (27. Söz) Peygamber efendimiz (s.a.v) günümüze hutbeler nasıldı. 2) Osmanlı döneminde hutbeler arapça mıydı. Halifelik kaldırıncamı günümüzde okunan Türkçe kısmı mı eklendi. 3) Üstadımızın burda bahs ettiği hutbenin arapça kısmı günümüzde okunan arapça ...
"Ben bu def‘a bu risâleyi dikkatle mütâlaa ettim. Elhak, bu risâlenin İmâm-ı Ali’nin (ra) ve evliyânın gaybî işaretleriyle makbûliyetine imza basmalarına tam lâyık bulunduğunu aynelyakîn derecesinde bildim. Ve şimdiki sıkıntımız, yüz derece ziyâde olsa da, yine ucuzdur. Gam ve keder ve şekvâ ile değil, belki ferah ve sabır ve şükür ile karşılamak lâzımdır, dedim" Burada Hz Ali ra tasdikini üstad ...
Hz. Hüseyin Efendimizi şehit edenlerin başta Yezid olmak üzere, sonları ölümleri nasıl olmuştur? Bu hususta rivayetler nasıldır?
Peygamber Efendimiz saçlarını tarar mıydı? Bu husustaki tavsiyeleri nelerdir?