Doğru yerler doğru şekilde kazanılır. Biz imtihanı haksız acılarla yani çektiğimiz acılara sabrederek kazanmışsak, o imtihan ya da o imtihanı yapan bizim gönlümüzü nasıl kazanacak? Cennete çektigimiz acılardan dolayı kabul ediliyorsak, o cennet bizi hak edecek mi? Haksız acının doğru mükafatı olmaz, haksızlığı olur! Biz cenneti kazanmak için kendimizi haksızlığa kurban mı ediyoruz da bize uğradığ...
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den haber veren semavî kitaplardan birisi olan İncil'de "baba" kelimesi geçiyor. Neden peygamberimizin risaletinin delillerinde "baba" ifadesi geçen kısımlardan örnekler veriliyor? Bir yerde okumuştum: İslam âlimlerinin dediğine göre İncil'de Peygamber Efendimizin risaletinden haber veren yerde geçen "baba" kelimesi müteşabih olarak yazıyormuş. Sorum şu: Müteşabih nası...
"Zira hayat-ı dünyeviyesine lazım olan amel iktidar cihetinde en edna bir serçe kuşuna yetişemez" izah eder misiniz?
Eşarilerin ''İnsan, muhtar(ihtiyar sahibi) görünümlu mecburdur'' sözünü nasıl anlamalıyız? İzah eder misiniz?
"Beşer, hakikate muhtaç olduğu gibi, bazı keyifli hevesata da ihtiyacı var. Fakat bu keyifli hevesat, beşte birisi olmalı. Yoksa havanın sırr-ı hikmetine münafi olur." cümlesinden nasıl anlamamız lazım? İzah eder misiniz?
1- Allah'a nispet edilen irade ve meşiet sıfatları arasında fark var mıdır? Var ise bunlar nelerdir. 2- Tekvini İrade(Meşiet) ve Teşrii İrade(Meşiet) kavramları kullanılıyor. Buradaki Tekvini ve Teşrii kavramları irade ve meşiet sıfatlarının her ikisi için de geçerli midir? Yani her iki sıfat için de kullanılabilir mi?
İsa (as)'ın ölmeden göğe yükseltildiğine ve ahirzamanda tekrar
yeryüzüne indirileceğine son zamanlarda bazı kimseler itiraz ediyorlar.
Bu konunun İslam inancındaki delilleri nelerdir?
Bazı kimseler Risale-i Nurlardan: "Ahirzamanda isevilerin hakiki dindarları ehl-i Kur'ân ile ittifak edip müşterek düşmanları olan zındıkaya (Allah'ı inkâr edenlere) karşı dayanacaklarıdır" gibi cümleleri göstererek Üstad Bediüzzaman'ın dinler arası diyaloğu savunduğunu iddia ediyorlar. Bu iddia doğru mudur?
İsim nedir, sıfat nedir, iyice açıklar mısınız?
Üstadımız zamanında yaşayan âlimlerin, Üstadımızın Müceddid olduğundan haberleri var mıydı? Yoksa âlimler arasında birbirlerinden haberdar olmama gibi hususlar olabiliyor mu?